Bülten
7. Şikâyet Mekanizmasının Oluşturulması
Kanunun ve Direktifin belki de en çarpıcı yeri, özen yükümlülüğünün bir parçası olarak bir şikâyet mekanizmasının kurulması ve usulünün oluşturulma yükümlülüğü getirmiş olmasıdır.
Şikâyet prosedürü, kişilerin bir şirketin kendi faaliyet alanındaki veya doğrudan bir tedarikçisindeki ekonomik faaliyeti aracılığıyla ortaya çıkan insan haklarına yönelik ve çevresel risklerin yanı sıra insan haklarına yönelik ve çevresel yükümlülüklerin ihlallerinin de ihbar edilebilmesini sağlamalıdır. İhbarın alındığı bilgisi ihbar edene verilmek zorundadır. Prosedürün uygulanması için şirket tarafından görevlendirilen kişiler, mevcut olayı ihbar eden ile müzakere etmelidirler.
Rızaya dayalı bir uzlaşma süreci de sunulabilir.
Şirketler kendi içlerinde bir şikâyet merkezi kurmak yerine, aşağıdaki kriterleri karşılaması koşuluyla bir harici şikâyet prosedürüne de katılabilirler.
[swpm_protected format_protected_msg=1 custom_msg=”Okumaya devam etmek için kaydolun veya mevcut hesabınıza giriş yapın”]- Şirket, şikayet mekanizması çerçevesinde herkesin ulaşabileceği usul kuralları oluşturmalıdır.
- Şirketin prosedürü uygulamakla görevlendirdiği kişilerin tarafsızlığı garanti edilmelidir; bu kişiler özellikle bağımsız olmalı ve şirketin talimatlarıyla bağlı olmamalıdır.
- Bu kişilerin gizlilik yükümlülükleri bulunmalıdır.
- Şirket, açık ve anlaşılır olarak hazırladığı bilgileri uygun şekilde, şikâyet prosedürünün erişilebilirliği, yetki alanı ve yürütülmesi için kamuya açık hale getirmelidir.
- Şikâyet prosedürü, potansiyel katılımcılar tarafından erişilebilir olmalı, kimliğin gizliliği korunmalı ve şikâyet sebebiyle meydana gelebilecek bir ayrımcılığa veya cezaya karşı etkili koruma sağlamalıdır.
AB Genelgesi kimlerin şikâyette bulunabileceklerini açıkça düzenlemiştir. Buna göre, sendikaların ve baskı gruplarının önemli rol oynayacakları açıkça görülmektedir. Direktifte düzenlenmiş haliyle şu kişi ve kuruluşların şikâyet hakkını kullanmaları mümkündür:
- Bir olumsuz etkiye maruz kalmış veya maruz kalması muhtemel kabul edilen kişiler;
- Sendikalar ve ilgili değer yaratan zincirdeki şirketlerde çalışan işçileri temsil eden diğer işçi temsilcileri;
- Değer yaratan zincir ile bağlantılı olarak çalışan toplumsal organizasyonlar. (Mesela İnsan Hakları Dernekleri veya Greenpeace).