Bülten
Özen Yükümlülüğüne Tabi Olan Şirketler
Kanunun kapsamına hangi şirketlerin dahil olduğu hususu, Kanun m. 1 hükmünde açıkça düzenlenmiştir. Buna göre; bu Kanun hükümleri hukuki şekline bakılmaksızın,
1. Yönetim merkezi, merkez şubesi, idari merkezi veya şirket sözleşmesinde yer alan merkezi yurt içinde bulunan ve
2. Yurt dışına gönderilen işçiler de dâhil olmak üzere yurt içinde kural olarak en az 3.000 işçi istihdam eden şirketler için uygulanır.
Cümle 1 numara 1’e bakılmaksızın, bu Kanun, hukuki şekli ne olursa olsun;
1. Alman Ticaret Kanunu’nun 13d maddesine göre yurt içinde şubesi bulunan
2. Yurt içinde kural olarak en az 3.000 işçi istihdam eden şirketler için de uygulanır.
Ocak 2024 tarihinden itibaren asgari işçi sayısı şartı olarak belirlenen eşik değer 1.000 işçi olacaktır.
Geçici işçi çalıştıran şirketin işçi sayısı hesaplanırken geçici işçilerin sayısı, iş akdi süreleri altı ayı aşıyorsa dikkate alınır.
Yurt dışına gönderilen işçiler de dâhil olmak üzere, bağlı şirketlerde (Alman Paylı Ortaklıklar Kanunu madde 15) üst şirketin işçi sayısı hesaplanırken (fıkra 1 cümle 1 numara 2), şirketler topluluğuna ait tüm şirketlerinde ve yurt içindeki (Almanya’daki) şirketlerinde çalışanları dikkate alınır.
Avrupa Birliği Direktifi, sorumlu şirketleri daha geniş kapsamda düzenlemektedir. Direktif, eşik sayıyı azalttığı gibi sadece Avrupa Birliği içerisindeki yerleşik şirketleri değil, Avrupa Birliği üye ülkelerle ticaret yapan Birlik dışı ülkelerdeki şirketleri de kapsam içine almaktadır.
Buna göre (Direktif m. 2):
1. Kendisine İş Görülen Şirketler
Alman Tedarik Zinciri Özen Sorumluluğu Kanunu’nda “kendisine iş görülen şirket” kavramı yer almaktadır. Direktifte ise genel olarak çevre, insan hakları ve klima korunması bakımından kapsam içerisinde yer alan şirketlerin sorumlulukları genel olarak ve ilerleyen maddelerde de özel olarak tespit edilmektedir. Direktifin tanımlar maddesinde de “İş İlişkisi (= Geschӓftsbeziehung)” ve “Yerleşmiş İş İlişkisi (=etabilierte Geschӓftsbeziehung” tanımlanmakta, sonrasında da Alman Tedarik Zinciri Özen Yükümlülüğü Kanunundaki “Tedarik Zinciri (=Lieferketten)” kavramı yerine “Değer Yaratan Zincir (=Wertschöpfungskette)” kullanmaktadır. Değer Yaratan Zincir kavramının tanımına baktığımızda, hizmet edimleri de dahil olmak üzere üretimin her aşamasındaki katılımcıların kastedildiğini anlıyoruz. Bir başka söyleyişle üretime katkı sunup, üretimle ilgili yaratılan her artı değer bu zincir içerisinde «değer yaratan» olarak değerlendirilmiş olacaktır. Ayrıntısına bir aşağıdaki başlıkta değineceğiz.
Kanunda verilen tanıma göre; «Kanun bakımından bir şirketin kendi faaliyet alanının kapsamı, onun şirket amacına ulaşmak için yaptığı her türlü faaliyetidir. Yurt içinde veya yurt dışında bir yerde gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğine bakılmaksızın, ürünlerin üretilmesi ve değerlendirilmesi ve hizmet sağlanması için her türlü faaliyeti kapsar.»
Bağlı şirketlerde hakim şirketin, şirketler topluluğuna ait şirket üzerinde belirleyici bir etkisi varsa, hakim şirketin kendi faaliyet alanı, şirketler topluluğuna ait her bir şirketi de kapsar.
Buna karşılık Direktif, daha sade bir tanım öngörmektedir. Direktife göre şirketler (Direktif m. 3), «AB normlarına göre kurulu olup Direktifin m.2/1’deki şartları yerine getirenler ile yine Direktif m.2/2’deki şartlara uyan Birlik dışı üçüncü ülkenin kendi kanunlarına göre kurulmuş şirketler Direktif kapsamındaki şirketler» olarak tanımlanmaktadırlar. Bunun yanı sıra Kanundan farklı olarak, gözetim altındaki Finans kuruluşları da kapsama alınmış bulunmaktadır.
Bağlı kuruluşlar da Direktif kapsamında ana şirketle aynı sayılan kuruluşlar olarak düzenlenmektedir. AB 2004/109/EU Direktifi anlamında kontrol edilen şirketler yavru şirket veya bağlı kuruluş olarak adlandırılmaktadır.
2. Tedarik Zincirine Dahil Şirketler
Tedarik zincirine dahil olan şirketleri Kanun iki kavram altında toplamaktadır: doğrudan tedarikçi ve dolaylı veya ara tedarikçi.
Doğrudan tedarikçi, kendisine iş görülen şirketin ürününün imalatı veya ilgili hizmetin sağlanması ve bu hizmetten faydalanılması için tedarik faaliyeti gerekli olan malların teslimi veya hizmetlerin sağlanmasına ilişkin bir sözleşmenin tarafıdır.
Dolaylı veya ara tedarikçi ise, doğrudan tedarikçi olmayan ve şirketin ürününün imalatı veya ilgili hizmetin sağlanması ve bu hizmetten faydalanılması için üretim faaliyetine katılımı gerekli olan bir şirkettir.
Direktif ise yerleşmiş iş ilişkilerinden («etabillierte Geschaeftsbeziehung»), kapsam içerisindeki şirketlerin özen yükümlülüğünü şirketin faaliyetlerinin bütününü kapsayacak şekilde entegre etmiş olmasından bahsetmektedir.
Direktife göre «yerleşmiş iş ilişkisi», doğrudan veya dolaylı olarak, yoğunluğu ve süresine göre süreklilik arz eden veya süreklilik arz edecek olan ve değer yaratma sürecinin önemli bir bölümünü oluşturan iş ilişkileridir.
Görüldüğü gibi; gerek Kanun gerek Direktif, tedarik zincirine dahil edilecek olan şirketleri tanımlarken doğrudan ve dolaylı tüm ilişkileri kapsamasına ve üretim zincirinin herhangi bir halkasını oluşturmasına önem vermektedirler.
Bu anlamda üretim ve satış faaliyetinin her aşamasında dahil olan tedarikçiler ile onların tedarikçilerinin bundan sonraki bölümlerde sözü geçen yükümlülükler ve denetimler bakımından sürece dahil olduğunu kabul etmek gerekmektedir.